Daha Ölmediler
Yirmi beşimde assınlar beni Serçe parmak kalınlığındaki, zeytinyağda bekletilmiş ip ile. İlk, düşüncelerimden hapse tıksınlar, diğer düşünürlerin yanına Ardından; duvarlara yazayım pas tutmaz şiirlerimi Yazayım hepsini, teker teker, tekrar tekrar, alınmasın diye hiçbiri. Bu da batsın gözlere, kapkara zindanlara atsınlar beni Son görüşme listemde fareler yer alsın. Bir onlar, bir de üzerinde oturduğum soğuk tahta olsun Yavaşça, üşümüş elimi cebime atayım desem; anne şefkatine olan özlem Nereye baksam; karanlık Annemi bir defa görsem, ellerinden son kez öperim belki Görmesin annem, getirmeyin idamıma derim belki. Dilime dolanan bir türkü unutturur bunları, şenlenir deli gönül Şenlensin, kötü mü? Sokaklarda dolaşırız, kötü mü? Hepimiz bir Hüseyin, bir Yusuf, bir Deniz'iz Sokaklarda dolaşırız her gün Memleketin her köşesinde, en kuytu yerinde "düşünmek öldürür" cümlesinin yankılandığı kulaklara, bedenlerden ulaşır, çoğalırız Yirmi beşimizde ölürüz. Sahi